mathilda
kederle uyan bu güne yüzünde çürümüş gecenin izleriyle
sesini kıs zihninin ve bütün benlik sorgularını kapına dayanan
o çift el silah sesiyle öldür aslı kayıp bir öyküdür bu
özünde sen silik bir cennet hayalinin sınırlarında raks ederken
kanar hüzün reallerin sağır gidip gelirken
her gününde aynı kabusun yolunda
cevapsız kaldığın bu hayat dramasında kaybederken
kayıp zamanı varsayıp da sarhoş insan zihnimin inceden dumanlı
krizlerinde peki sen nerdeydin
ayaklarıma çift pranga vur kelamın bayraklarını indir yarıya
tüm betimler sussa da dilime özgürlük mühürlerini yeğle
bavulumda armonilerim suskun hala kalp krizlerimle eşdeğerken
son kez bir sorgusun harabe ruhuna
giderken o bir şarap damıt ölüm tadında
doğ mathilda kollarımda hasretin küçük bebek
sesimde özlemin kokar ve mutluluk yatak döşek
sancılar kelepçe adıma tüm sokaklar emanet
sonbahar deminde kalbim gözlerim yitik tibet
kalan nedir bakar bir körmüyüz satar ölür müyüz
sıyır ki tenini yaşamın içinde hep bu nağmeler var
suratlarında sin melankolik travmalar
beni de dünde bırak koluma bir kelepçe tak
bugünde yandı közüm sözümden dönemedim real özüm
bilir kişiydi bir tek iyilik uğruna
triplik dostluk örneği mutluluksa hep bölüm bölüm
sen ki acının yadigarısın ve pelikan beşiklerinde sallanan
hüzünün umuda haykırışlarındasın
tasvirin tabi bir rapin hatim bu düş senin
kadim sevişlerinde dünya kan kusarken eylemin
melodisel figürlerinde masum bir bebek yatar
doyar bu renge çizilen tüm hazin kokan satırlar
kesik nefeslerinden ince armonim sızar
karanlık bir odaydı kalbim duvarlar ve tablolar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder