Verse 1
Kaşınması anormal mi kabuk tutan yaranın?
Beni kalbinde işe al artık, ne olsa yaparım.
Aşk kırıntılarını dahi temizlerim.
Ama bi sorum var.
Hangi dine inanıyosun ve ben neden haramım?
Aşk yağmalıyo gidin çünkü o kapanın.
Aşınması normal değil mi zorlanan her kapının?
Ben o eve girmeyi zerre kadar düşünmesem de,
O çoğalttırmış anahtarını zar denen o kapının.
İşin en kötü yanı anahtarcı bi kardeşim.
Şu an gözlerimin rengi kâh beyaz, kâh yeşil.
Onunla dertleşmek maneviyata ilâç gibi.
Diğeri zaten kurduğum her satırın tümleci.
Canımın parçası, ayrılmayan tırnağım!
İçim seni yansıtır lâkin; gözlerim bi ırmağı.
En yakın dağım gökyüzüne.
Ama belki de o yerdedir de belki bu yüzden ona ırağım.
Nakarat x2
Kulaklarıma sızan can dostumun hitâbesi.
Sen huzurla yönetilen kalbime yapılan ilk darbesin.
Yıllarca bıkmadan okunacak hikâyesin.
Sen aşk sofrasında bana doymadan ziyâdesin.
Yüzüme bak! Nasılsın? Başkasının bitanesi !
Burası aşk meydanı değil, harp odası.
Bugün kimin evinde, kime gıcırdayan karyolasın?
Verse 2
Sihir bozulsun istemiyorum.
Gözün gözüme değmesin.
Aşkı en sert maddeden yaptım bi dokunuşla eğilmesin.
Sen hiç doğmayan güneşimi dünyaya getiren ebesin.
Sıkıldım kaçanı kovalamaktan, artık sen ebesin.
Kalbinin taht kavgasında yıllanıyosun kraliçem.
Kazanan olmalıyım çünkü yaşlı şarabı kral içer.
Zaten sensizliğe sarhoşum nedir bu telâşen.
Nasıl olur da susadığım kadın tadına paha biçer !
Madem ben haksızım, hayatı başa saralım.
Boşaymış çabalarım, ödül sensen tekrar çabalarım.
Fidye verecek kişinin sen olacağını bilsem,
Bir dakika düşünmem hemen o an aklımı kaçırırım.
Tek bi bayrak dalgalanıyo kalbimin zirvesinde.
Aklım kalbine erişemedi izin ver inmesine.
İn desen de inmeyecek bir inatla tırmanıyorum.
İnan az bi vakit kaldı toprağa ben sinmesine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder